Kayıtlar

Nisan, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

UZAKTA BİR YERDE

Resim
Sırtımda koca bir çanta, yanında matım ve uyku tulumumla beraber bu ıssız ve çorak arazinin üzerinden geçiyordum. Benimle birlikte toprağın üzerinde belli bir ritimle yürüyen otuz dokuz kişi daha... Kim bilir kaç kişi daha geçip gitmiştir buralardan; toprak hep aynı kalmış. Ufak bir pencereden içeri sızan ışık gibi yüzüme çarpan güneş yerini gri ve soluk bulutlara bıraktı. Yavaşça ve birer birer saçlarımın arasından kafama düşen yağmur damlaları kamp yerine uzaklığımızı hatırlattı. Artan yağmur kuşların sohbetini bitirmeye yetti. Bir tepeden diğerine çıktıkça artık sadece kendi sesimi ve kalp atışlarımı duymaya başladım. Sonunda kamp yerine vardığımızda yağmur dinmiş, kuşlar cıvıldaşmaya başlamıştı tekrar. Ağaçların arasından havaya kalkan toprak kokularının içinde çadırlarımızı kurmaya başladık. Bütün çadırların kapıları kamp ateşine bakacak şekilde kuruldu. Soğuk gecelerde çadırları sıcak tutacak ateşin gece nöbetlerinden sonra güzel bir uyku çekmeye yardımcı olmasını umuyorduk. Bü...

PAZAR GÜNLERİ - SAİT FAİK ABASIYANIK

Resim
Bir Pazar günü cebimde iki lirayla dışarı attım kendimi. Harcayacağımdan değil de midem kazınırsa en azından bir simit alırım diye. Şişli’den Beşiktaş’a kadar indim. Tıka basa insan dolu sokaklardan geçerek sahile vardım. Kıyı kenarında denizi seyrederken düşüncelere dalmışım yine, hala yürüdüğümü farketmeden. Sonra iskele kenarında oturmuş bira içen bir ihtiyar adam gördüm. Bir eliyle yanında yatan sokak köpeğini okşarken diğer eli sallanıp dururdu ihtiyar bir şeyler anlattıkça. Oturduğu iskelenin sahibi olan dükkandan çıkan bir çocuk adama doğru bir kase uzattı. Gizemli ihtiyarı izlemeyi bırakıp onunla tanışmak istedim. Dükkana girip kendime bir çay aldım ve arka kapıdan çıkarak yavaşça ihtiyarın yakınına oturdum. Genelde buraya oturan pek kişi olmasa gerek; ben oturur oturmaz kafasını usulca bana doğru çevirdi. “Merhaba.” dedim. İskeleye vuran sıcacık güneş ışığının ve biranın etkisiyle mayışmış olmalı; başını tekrar yavaşça önüne doğru çevirerek selam verircesine salladı. Tam ...

DURDUM

Resim
Bir anlık da olsa uğraştığım her şeyi bıraktım ve oturduğum sandalyede arkama doğru yaslandım. Biraz öncesinde odaya hakim olan ses topluluğunun yerini derin bir sessizlik bürüdü. Uzun bir süredir bu seslere maruz kalmış olmalıyım ki sessizliğin nasıl olduğunu unutmuşum. Bu derin sessizliği fark ettikten hemen sonra pek de yabancısı olmadığım bir olayla tekrar karşılaştım. Zaman yavaşladı. Koca bir boşlukta asılı dururmuşçasına duvara karşı bakarken çoğu zaman yaptığım gibi hayatımı sorguladım.Bu durumdan sıkılmış ve bunalmış hissederken bir anda bütün düşüncelerim kafamdan uçup gitti. Hiçbir şey düşünmemenin verdiği keyifle bütün dikkatim kulaklarıma çevrildi. Halen sessizliği dinlemekte olan kulaklarımın kalbim gibi attığını hissettim. Kalp atışlarım kulaklarımı takip ederken gözlerimi pencereden dışarı diktim. Gecenin sessizliği ve durağanlığıyla uyum içindeydim. Dünya’nın kendi etrafında dönüşünün duygu ve düşüncelerimi bu denli etkilemesinin sebebini düşünürken güldüm. Zamanın k...

GEORGE MORLAND – THE ANGLERS’ REPAST - BALIKÇININ ÖĞÜNÜ

Resim
Işığın en çok vurduğu yer, resmin en çok dikkat verilmesi gereken noktası en solda ağacın dibinde oturan adam diye düşünüyorum. Ek olarak çok önceden toprağın üstüne oturmuş gibi görünüyor. Yanında sandalyede oturan hanımı veya kardeşi olabilir. Asıl hikaye balıkçının üzerinde dönüyor. Öbür yandan balıkçının gelenlerin yüzüne bakmayacak kadar üzgün olmasına rağmen yanındaki kadının onunla ilgilenmemesi yabancı biri olabileceğini de işaret ediyor. Belki de oturan kadın diğerleriyle beraber gelmiştir. Gelenlerin giysilerinden ve aksesuarlarından epey varlıklı oldukları anlaşılıyor. Sandalda Afrikalı – büyük ihtimalle ailenin kölesi – resmin arka kısmındaki adama gülümseyerek bir çeşit meşrubat – içkili de olabilir – uzatıyor. Kölenin gülümsemesi ve adamın köleyle kurduğu göz kontağı bana ailenin Afrikalı adama karşı burjuva bir tavır almadıklarını düşündürüyor. Sanırım gezintiye çıkmış aile balıkçının dinlendiği alanı beğenmiş; bu yüzden balıkçının öğününe biraz içki ve tabak çanakla...